Lesaffre Türkiye, Kültür ve Turizm Bakanlığının himayesinde, Prof. Dr. Murat Türkteki’nin liderliğinde yürütülen Küllüoba Arkeolojik kazı çalışmalarına destek oluyor. Yaklaşık 30 yıldır devam eden ve bugüne kadar pek çok önemli veri elde edilen kazılarda, son olarak Eskişehir’in Seyitgazi ilçesindeki Küllüoba Höyüğü’nde tam 5 bin yıl öncesine ait mayalanmış ve pişirilmiş ekmek kalıntıları bulunmuştu.
Ekmek yapımı nesilden nesile aktarılan miras
“Gezegeni beslemek ve korumak” misyonuyla faaliyet gösterdiklerini ifade eden Lesaffre Türkiye Genel Müdürü Ünsal Yamaner, Küllüoba projesinin kendileri için yalnızca bir sponsorluk çalışması değil, Anadolu’nun erken dönem yerleşim kültürü ve beslenme alışkanlıklarına ışık tutan eşsiz bir hazine olduğunu belirterek şunları söyledi: “Ekmek yapımı ve fermantasyon, insanlık tarihinin en eski kültürel miraslarından biri. Küllüoba Höyüğü’ndeki kazılarda ortaya çıkan ilk mayalanmış, şekil verilmiş ve pişirilmiş ekmek kalıntılarının ve çıkacak yeni bulguların; ekmek yapımına ve insanlığın beslenme yolculuğuna dair yeni bilgiler sağladığına inanıyorum. Kültürel mirasımızı korumak, sadece geçmişe saygı duymak değil, aynı zamanda geleceğin inovasyonları için bir ilham kaynağı. Bu sebeple böylesi önemli bir çalışmaya katkı sunmak bizim için çok kıymetli. Bu değerli çalışmayı yürüten Prof. Dr. Murat Türkteki ve ekibine, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, ekmeğin üretilmesini sağlayan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’ye ve Halk Ekmek A.Ş.’ye ve bu projeye destek veren herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
Lesaffre Türkiye, Küllüoba kazılarına sağladığı finansal desteğin yanı sıra, kazı alanında güvenli yürüyüş yolları, ziyaretçiler için karşılama ve dinlenme alanları gibi düzenlemelerle ziyaretçi deneyimini de iyileştirmeyi hedefliyor. Ayrıca, bölgenin zengin tarihsel geçmişini yaşatmak amacıyla, yaklaşık 5.000 yıl önce bölgede yetiştiği bilinen buğday çeşitlerinin korunması ve sürdürülebilir kullanımına yönelik çalışmalar da planlanıyor.
Bu iş birliği, Lesaffre’nin 170 yılı aşkın süredir taşıdığı fermantasyon mirasını, Anadolu’nun binlerce yıllık ekmek geleneğiyle buluşturarak geçmişten geleceğe uzanan güçlü bir köprü kuruyor.